Trendyol Süper Lig’in 10. haftasındaki derbide Galatasaray, Beşiktaş’ı 2-1’lik skorla mağlup etti.
Spor yazarlarının karşılaşmaya dair öne çıkan yorumlarını sizler için derledik.
Uğur Meleke – Hürriyet
Dün Seyrantepe’de oynanan derbiyi üç ayrı perdede değerlendirmek lazım: İlk 45 dakikada verimlilik açısından tamamen tek taraflı bir müsabaka izledik. Galatasaray’ın rakip ceza alanında topla oynamada 13-5, kornerlerde 5-0 üstünlük kurduğu, siyah-beyazlıların tam 40 dakika (4 ile 44 arası) şut atamadığı bir devre oldu bu. İlk 45 dakikada rakip kaleyi 11 kez yoklayan Galatasaray, tabelayı da Davinson’un kafasıyla değiştiren taraftı. Maçın ikinci perdesi, yani 46 ile 67 arası Galatasaray’ın bir tık vites küçülttüğü bir dönem. Beşiktaş bu bölümde özellikle Rafa Silva’yı devreye soktuğunda rakip kalede kıvılcımlar yarattı ancak o kıvılcımları söndürmede genelde aynı adam vardı devrede: Davinson Sanchez. Bence şu ana kadar bu sezonun patronu Davinson. O sahada olduğunda her şey değişiyor, Galatasaray savunmayı daha fazla öne çıkarıyor, topları daha çabuk geri kazanıyor, atak sürekliliği sağlıyor. Davinson bu katkılarıyla da yetinmiyor, dün derbide yaptığı gibi hep doğru zamanda doğru yerde. Dün 27’de, 29’da, 41’de, 49’da ve 61’de, tam beş defa Beşiktaş’ın etkili olacağı akınları büyümeden kesti. Adeta nefes aldırmadı Beşiktaş hücum oyuncularına.
Güntekin Onay – Hürriyet
Dün iki takım arasındaki fark duran topları müthiş kullanan Sara idi. Ayrıca 21 faul yapan Galatasaray, savunmada hemen hemen hiç hazırlıksız yakalanmadı ve Beşiktaş’ın ataklarını olgunlaşmadan durdurdu. Dün Beşiktaş’ta Emirhan Topçu ve Cher Ndour’u, Galatasaray’da ise Gabriel Sara ve çok sert oynamasına rağmen kritik müdahaleleriyle Davinson Sanchez’i beğendim. Okan Buruk bu sezonki ikinci derbisini de kazanarak zirve yarışında büyük bir avantaj elde etti. Beşiktaş’ın ise net bir kanat forvete ihtiyacı olduğu dün bir kez daha ortaya çıktı. Hakem Arda Kardeşler faüllü oyuna çok fazla izin verdi ve iyi bir maç yönetmedi.
Ali Ece – Fanatik
Galatasaray, Elfsborg maçından farklı bir formasyonda 4-4-2 dizilişinde derbiye başladı. Ancak sol bek Barış Alper Yılmaz sol açıklaşırken, Yunus Akgün’ün sol içleştiği hibrit bir 4-4-2’ydi bu. Beşiktaş ise eldeki yüzde 100 fit oyunculardan oluşabilecek en uygun 11’le maça başladı: Mario merkez orta sahayı üçlerken Rafa sağ ön, Semih de sol öndeydi. Ersin maçın başında Lyon’da kaldığı yerden devam ederek Yunus ve Osimhen’in etkili vuruşlarını kurtardı. Ancak Galatasaray 13. dakikada Süper Lig’deki duran toptan bulduğu 12. golü kaydederek derbide öne geçti. Sara, duran toplarda topu sol ayağıyla NBA’de Curry’nin üçlük atışlarındaki eli gibi kullanıyor. Gabriel gibi lider stoper başka bir ekstra savunma aracı: En azından aynı şekilde iki gol yemeyebilirsin çünkü alan paylaştırır, adam paylaştırır bilemedin kendisi topun ilk yöneldiği alana müdahale etmeye gider.
Cem Dizdar – Fanatik
Oyunun hakkını veren biri; futbolcu… Her teknik adamın takımında olmasını isteyeceği bir ”çoklu pozisyon” oyuncusu? Karşı tarafta bir öfke paratoneri; Ersin Destanoğlu. Son iki maçta takımını sahada tutan bir başka futbolcu. Necip Uysal’ın elini de kullanabileni! İkinci devre başlangıcı ülke vasatını yakaladı bir anda! 60’a ulaşılmıştı ki iki takımın defans arkası boşlukları, izleyenleri hop oturup hop kaldırdı ”Gol”diye!.. Ancak karşılıklı olmadı, olması beklenenler. Pas bağı daha yüksek takım olan Beşiktaş, oyunun doğrularında ısrar etti. Lakin duran topları savunmakta zorlanıyorlardı. Maçın ikinci mühim serbest vuruşunda da savunamadı Beşiktaş defansı kalesini.. Ve Victor Osimhen’in en iyi yaptığı işlerden biriyle maç 2-0’a geldi. Maçın sonucunun ülkenin pek sevdiği ”çift santrfor” hadisesiyle ilgisinin olmadığını iki duran top organizasyonu göstermiş olmalı. Galatasaray ligin bilgilisi, okumuşu, tecrübelisi. Beşiktaş ise inşaası süreni. Maçın sonucu normal… Kazananı Galatasaray, öğreneni ise Beşiktaş olmalı. Kaybederken ”kazanmayı” koruyabilirse ,işleri yoluna koyma yolunda süreyi kısaltabilir Beşiktaş.